Seçili Fragman

5 Eylül 2016 Pazartesi

Star Trek Sonsuzluk

J.J. Abrams önderliğinde 2009 yılında beyazperdede yeni bir seriye başlayan Star Trek, 2016 yılının yazına 3. filmiyle damgasını vuruyor. Bu sefer yönetmenlik bayrağını aksiyon konusunda Hızlı ve Öfkeli serisi ile kendini ispatlamış bir isim olan Justin Lin, J.J. Abrams'dan devralıyor ve J.J. Abrams ise yapımcı olarak filme desteğine sunuyor. Türünün sınırlarını zorlayan, aksiyon dozu artan bir içerikle gelen bu üçüncü film bilim kurgu severleri sinemalara çekecek görünüyor. Peki fanlar ne kadar memnun bu işten? Star Trek Sonsuzluk / Star Trek Beyond orjinal dizinin tadında bir hikaye ile sinemalarda...
   
3 yıl önceki yazımda Star Trek dizisini ne kadar sevdiğimi belirtmiştim. (Yazıma buradan ulaşabilirsiniz.) Öyle çok büyük fan olmasam da benim için yeri her zaman ayrıdır Star Trek'in. Büyük bütçelerle beyazperdeye uyarlanınca da bize sinemaya gidip keyfini sürmek kalıyor.
    
Star Trek Sonsuzluk'da Atılgan ve ekibi yeni bir macera ile karşımıza çıkıyor. Yıl iki bin üçyüz bilmem kaç ve ekip uzayın derinliklerinde 5 yıllık görevlerine devam ediyorlar. Açılış sahnesi tabii ki heyecanlı ve ilginç bir sekans. Akabinde uzayın derinliklerine bir gezegene yardıma gittiklerinde saldırıya uğrayan ve rehin alınan Kaptan Kirk ve Atılgan ekibi yeni bir düşmanla karşı karşıya kalıyor. Konu yine çok komplike değil. Bol bol aksiyonla ve görsel efektle donatılmış bir senaryo... Gerçi daha önce de belirttiğim gibi dizinin tadında ve bütçesi sayesinde görselliği bol bir film Star Trek Beyond.
    
Aksiyon ustası Justin Lin, yönetmenlik konusunda J.J. Abrams'ı aratmıyor açıkçası. Ama kendi tarzını da hissettirmiyor değil. Filmin planları ve efektleri tek kelime ile muhteşem. Federasyonun üssü Yorktown'ın o çok boyutlu katmanlı tasarımı büyüleyici. Sadece planlar ve mekanlar değil, teknik anlamda film bir kez daha çıtasını yükseltiyor. Star Trek Sonsuzluk baştan sonra heyecanı ve temposu yüksek bir şekilde devam ediyor. Aynı önceki filmlerinde olduğu gibi... Atılgan'ın arı sürüsü gibi uzaylıların saldırısına uğradığı sekans ve yerçekimine meydan okuyan üsteki final sahnesi aksiyon ve bilim kurgu severleri epey tatmin edecektir şüphesiz. 
   
Oyuncu kadrosunu koruyan ve yeni karakterler / yeni isimlerle daha da zenginleşen Star Trek Sonsuzluk bir blockbusterdan beklenen herşeyi sunuyor. Özellikle Sofia Boutella'nın canlandırdığı Jaylah karakteri ekibe dinamizm katıyor. Diğer karakterler aynı mizahı ve duyguları yansıtmaya devam ederken kişilerin iletişimlerini biraz daha geri planda görüyoruz. Herşey tek bir olay örgüsünün etrafında şekillenirken belki de artık 3. kez bir araya gelen karakterlerimizi asıl hikayenin önüne çıkarmaya gerek duyulmamıştır. Heyecanla izlerken buna pek takılmaz kimse gerçi...
   
  
Orjinal Star Trek'e sadık kitle için hayal kırıklığı olması muhtemel filmin asıl hedef kitlesini sinemada bilim kurgu ve aksiyon filmleri izlemeyi sevenler oluşturuyor. O yüzden sırtını bol efektlere ve aksiyona dayayan Star Trek Beyond keyifli bir sinema deneyiminden öteye de geçemiyor. Mantık hataları bol ama rahatsız ediyor mu? Sinefil değilseniz sanmam. Zaten bir bilim kurguda ne kadar mantık aranabilir ki? Kaldı ki filmin tek amacı, seyirciyi sinemaya çekebilmek ve gişe yapabilmek. Bunun için de tüm kartlarını açık oynuyor. Yatırım noktası belli. O yüzden fazla detaya da bakmaya gerek kalmıyor. Biz seyirciye gözlüğümüzü takıp, arkamıza yaslanıp filmi yaşamak kalıyor. Saçmalıkları ve klişeleri de bir yana bırakıp IMAX'de izlemek ve yeni bir uzay deneyimi yaşamak için birebir. Ben şahsen hem seriyi seven hem de aksiyon-bilim kurgu fanatiği biri olarak Star Trek'den bir kez daha keyif aldım, çok yüksek olmayan beklentimi karşıladı. Tavsiye ederim...

(8/10)




   
   
    



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder