Seçili Fragman

23 Haziran 2012 Cumartesi

1/2 Kat Aksiyon, 1/2 Kat Terör, Aynı Memeler: Pirana 3DD

2 yıl önce vizyona giren Pirana 3D'yi büyük umutlarla izlemiştim. Çünkü korku filmlerinin ustası olmasına ramak kalmış bir isim Alexandre Aja oturuyordu yönetmenlik koltuğunda. Nitekim çok fazla da hayal kırıklığına uğramamıştım. 80'ler B tipi korku filmlerini bir nevi ti'ye alıyordu Piranha 3D. Bu yüzden Tür Sineması'nın iyi sayılabilecek örneklerinden biri olarak sinema tarihinde yerini aldı. Tabii bu filme izle-unut mantığı ile yaklaşan büyük bir kesim, filmi hiç beğenmedi ve yerden yere vurdu. Sonuçta Pirana 3D'yi seven çok küçük bir kitle için stüdyo tarafından bir devam filmi geldi; Piranha 3DD...
   

22 Haziran 2012 Cuma

3 Boyutlu Piranalar

2010 yılında Pirana 3D / Piranha 3D filmi ile ilgili yazdığım yazı..
    
“Tür Sineması” kavramını hemen hemen herkes bir yerlerden duymuş veya okumuştur. Sözlük anlamına baktığımızda aralarında benzer, ortak yönler bulunan filmler için bu kavram çok kullanılır. Özellikle Hollywood’un makine gibi film ürettiği son dönemlerde belli türler ön plana çıkarken, bu filmleri kendilerine örnek alarak izleyicisini de peşinden sürükleyen yapımlar mevcuttur. Robert Rodriguez ve Quentin Tarantino ikilisinin Grindhouse (Planet Terror / Death Proof) projesi buna verilebilecek en iyi örneklerden biri.
    

20 Haziran 2012 Çarşamba

Sevgili John

'Ya bir mektup her şeyi değiştirirse?' 
    
Sevgili John / Dear John, Amerikan edebiyatının usta kalemlerinden biri olan Nicholas Sparks'ın 2010 yılında beyazperdeye de uyarlanan romanı. 2 yıl önce satın alıp rafta unuttuğum kitabı geçen hafta elime geçirince okumaya başladım. Nitekim filmin DVD'si de uzun süredir rafta durmaktaydı. Her zaman niyetlenmiştim; ilk önce kitabını okuyacak akabinde de filmini izleyecektim. Genellikle sonuç hayal kırıklığıyla noktalansa da konusu itibariyle romantizm ve dramı içeren bir eseri beyazperdeye uyarlamak ne kadar zor olabilirdi ki? Geçen son bahar vizyona giren ve aynı dönemde ülkemizde kitabı da yayınlanan Bir Gün / Ona Day bunun en başarılı örneklerinden mesela.. Bu Bir Gün'ü referans alarak aynı düşünceyi Sevgili John içinde besliyordum..
     

19 Haziran 2012 Salı

Burn: Şehrin Enerjisi!

Burn’ün sunduğu www.sehrinenerjisi.com’da kullanıcı İstanbul’un farklı bölgelerini temsil eden sesleri, Doğuş Çabakçor ile Ozan Çolakoğlu’nun müziğiyle mix’leyip özgün şarkısını yaratabiliyor. Polis sireni, adalardan fayton sesi, metro gişesi, dolmuşçu, vapur sesi gibi bir çok sesin İstanbul haritası üzerinde temsil edildiği uygulamada, kullanıcı istediği sesleri müziğinin bir parçası haline getirebiliyor.  Kullanıcı dilerse mikrofon aracılığı ile kendi istediği sesleri de İstanbul haritası üzerine ekleyip özgün şarkısının içerisine dahil edebiliyor.

İstanbul’un seslerinden güzel bir mix yapmak isterseniz: www.sehrinenerjisi.com
Facebook: https://www.facebook.com/BurnTurkiye
Twitter: https://twitter.com/#!/burn_tr

Burn

Bir bumads advertorial içeriğidir.

11 Haziran 2012 Pazartesi

Madagaskar'dan Avrupa'ya

Perşembe akşamı 'Movie Night' etkinliği yaparken evde, özel bir davet aldım arkadaşımdan: Ertesi gün Madagaskar serisinin 3. filmi Madagascar 3: Europe's Most Wanted vizyona girecekti ve film vizyona girmeden bir gün önce, yani perşembe gecesi, kendileri için özel bir gösterim yapacaklarmış.. Böyle bir teklife kim hayır diyebilirdi ki? Salonda oynayan Prometheus'un bitmesini beklediğimiz için filmi izlemeye gece 12 civarında başladık biz 7 kişi.. Tamamen gülmeye ve eğlenmeye programlıydık ki bu da seyrimizi iki kat keyifli hale getirdi..
    

10 Haziran 2012 Pazar

Amerika'nın Diktatör İvedik'i

İngiliz komedyen Sacha Baron Cohen yarattığı tiplemeler ile dikkat çekmeye devam ediyor. Borat, Brüno derken şimdide Afrikalı bir diktatör Aladeen karakteri ile beyazperdeye konuk olan ünlü stand-up'çı, yine birilerini kızdıracak gibi görünüyor.
     
Filmlerini izlemesem de Borat'tır, Brüno'dur, bu karakterlere hep ödül törenlerinde (özellikle MTV'ninkilerde.. Poposu açık vaziyette Gay Brüno'un Eminem'in yüzüne düştüğünü kimler hatırlıyor MTV töreninde? Google'a Bruno Eminem yazıp görebilirsiniz) ya da komedi programlarında denk gelmişimdir. Ahlaksızlığın sınırında, çok aykırı ve uç yönleri olan karakterlerin, antipatiklikte de son nokta oldukları bir gerçek. Bu aslında bir nevi Sacha Baron Cohen'in başarısı değil midir? Yeteneği  ile bu karakterlere 'gerçekçi' bir şekilde hayat verirken insanların negatif yöndeki tepkileri bu başaranın kanıtıdır bence. 
     

5 Haziran 2012 Salı

Rüzgarlı Kent Chicago


   
Chicago Tiyatrosu
Tatil için her zaman kendi rotamı kendim çıkarmayı  adet edinmişimdir. Önce gideceğim yerleri belirler, gerekli araştırmalarını  yapar, uçak bileti, otel, araba kiralama, vs. rezervasyonlarımı  yaptırır ve öyle yola koyulurum. Bu sefer kısıtlı, sadece 6 günümüz vardı ve bu 6 günü Amerika’nın en büyük ve en güzel şehirlerinden biri, Chicago’yu keşfetmeye harcayacaktım.
       
Chicago, ABD’nin orta-kuzeydoğu kısmında, Michigan Gölü’nün kıyısında kurulmuş, canlı bir şehirdir. “Rüzgarlı  Şehir” olarak bilinmesinin nedeni; gölden vuran şiddetli rüzgarlardan ziyade “politik” anlam içermesiymiş. Bunu bizde gittiğimizde öğrendik. Nüfusu yaklaşık 3 milyon olan metropolün şehir planlaması, bizim ülkemize göre çok daha muazzam yapılmış. Gökdelenlerin doldurduğu “Downtown” ve çevresi, birbirine paralel ve dik kesişen yollar ile bloklara ayrılmış. Bu düzen neredeyse tüm Chicago, hatta tüm Amerikan kentlerine uygulanmış zamanında. Zaten Hollywood filmlerinde “Bilmem kaç blok yürüdük”  gibi tabirleri duymuşsunuzdur. Hepsi bu düzenli şehirciliğin ürünü.. Chicago hakkında söylenecek daha bir çok güzel cümle var ama bunları  “Downtown” ‘u anlatırken, aralara sıkıştırmak daha iyi olacak eminim.  
                     

3 Haziran 2012 Pazar

Pamuk Prenses Vol.2

Hollywood'da benzer konuların, farklı stüdyolar tarafından önümüze sunulması gayet doğal bir hal alır oldu. Örneğin aynı yıl içerisinde en az iki kere uzaylılar saldırır, volkanlar patlar veya dünyaya göktaşı çarpar.. Bu sene piyango Pamuk Prenses'e vurdu. 2 ay önce Julia Roberts'ın kötü kalpli kraliçeyi canlandırdığı ve mizahi yanı ağır basan masalımsı versiyon vizyona girdi. Beğenilmedi.. Gişede bekleneni veremedi.. Çerez olarak izlendi ve unutuldu gitti.. Şimdi ise Pamuk Prenses ile 2. randevuya hazırlanıyoruz. Bu sefer fragmanına göre daha karanlık, daha epik bir drama bekliyor bizi. Masaldan ziyade tarihi bir hava verildiğini görüyoruz filme. Başrolünde ise Oscarlı oyuncu Charlize Theron ve gençlerin göz bebeği Kristen Stewart yer alıyor. Filmin ismi Pamuk Prenses ve Avcı / Snow White and the Huntsman. Yine farklı bir uyarlamanın bizi beklediği hem isimden hem de afişten belli oluyor.. 
     

2 Haziran 2012 Cumartesi

Prometheus

Bir kaç yıl önce Ridley Scott'ın yeni bir Alien filmi ile ilgili hazırlık yaptığını okuyunca çok heyecanlanmıştım. Yaratık / Alien serisinin bir fanatiği olarak, özellikle ilk iki filmin, bilim kurgu filmleri arasında yeri benim için çok özeldir. İlk Alien filminin de yönetmeni olan Ridley Scott, günümüzde kült mertebesine ulaşmış filminden 33 sene sonra bu sefer bir prequel sayılabilecek ama tamamen bağımsız bir bilim kurgu ile karşımıza çıkıyor.
     
Aslında Prometheus'un çıkış noktası bir Alien filmi. Her ne kadar Ridley Scott tamamen orjinal bir hikaye yaratmış olsa da, film Alien ile bağlanıyor bir şekilde. Yunan mitolojisinde Prometheus ilk insanı yaratıp ona ateşi veren bir titan. Tanrılara inat, bir nevi insanlığı başlatan kişi.. Bu filmde ise insanlığın başlangıcını sorgulayan ve arayan ekibin uzay gemisinin adı Prometheus.