“Tür Sineması” kavramını hemen hemen herkes bir yerlerden duymuş veya okumuştur. Sözlük anlamına baktığımızda aralarında benzer, ortak yönler bulunan filmler için bu kavram çok kullanılır. Özellikle Hollywood’un makine gibi film ürettiği son dönemlerde belli türler ön plana çıkarken, bu filmleri kendilerine örnek alarak izleyicisini de peşinden sürükleyen yapımlar mevcuttur. Robert Rodriguez ve Quentin Tarantino ikilisinin Grindhouse (Planet Terror / Death Proof) projesi buna verilebilecek en iyi örneklerden biri.
Gelelim “Bu yaz 3D dişlerini gösteriyor” sloganı ile yola çıkan Pirana 3D’ye.. Kesinlikle “Tür Sineması” ’nın iyi örneklerinden sayılabilecek bir film var önümüzde. Bu filme bu bakış açısı ile yaklaşırsak gerçekten olumlu düşüncülere sahip olabilir ve filmin amacını rahatlıkla anlayabiliriz. Ama yok sinemada film izleyerek, sadece gördüklerinizi değerlendirmek isterseniz salondan pek te memnun çıkacağınız söylenemez. İçerik olarak Otel / Hostel serisinin (ki o filmlerinin yönetmeni Eli Roth’un da bu filmde küçük bir rolü var) izinden giden filmin sadece bu özelliği ile bir “tür sineması” kategorisine girdiğini söyleyebiliriz.
32 yıl önce çevrilen ve bugün kült mertebesine erişmiş olan Pirana’nın yeniden çevrimi sayılabilecek bu 2010 yapımı Pirana filminin en büyük artısı 3 boyutlu çekilmiş olması. Yalnız 2 boyutlu çekilip 3. boyuta dönüştürülen Alis Harikalar Diyarında veya Titanların Savaşı gibi değil, tamamen 3 boyutlu çekilen bir film Pirana 3D.
Konusu tahmin edilebileceği gibi; deprem sonucu Victoria gölü tabanında oluşan bir yarıktan serbest kalan tarihi pirana sürüsünün, kasabanın bahar şenliklerinde yarattığı dehşet şeklinde özetlenebilir. Kameranın arkasında da bu dehşeti en iyi yansıtabilecek yönetmenlerden Alexandre Aja’nın oturuyor oluşu (Aynalar, Tepenin Gözleri, Yüksek Tansiyon) filmi bir adım öne taşıyor. Oyuncu kadrosunda; Richard Dreyfuss (Jaws) ve Christopher Lloyd (Back to the Future serisi) gibi ustaları, Elisabeth Shue, Ving Rhames gibi her daim ismi duyulmuş ama geri planda kalmış oyuncuları, son dönem popüler dizilerden tanınan Steven R. McQueen (The Vampire Diaries) ve Jessica Szohr (Gossip Girl) gibi genç yıldızları ve son olarak yaptığı işlerle değil de vücudu ile başlı başına efsane olma yolunda ilerleyen Kelly Brook’u barındırıyor.
Filmin ilk yarısı, bazı kısımlarda gerilim yükselirken çoğunlukla erotik sahneler ön plana çıkıyor. İkinci yarı ise bol kanlı bir vahşete tanık oluyoruz. İşte bu durum, yani filmin en başından sonuna kadar devam tüm sahneler (tüm gerilimiyle, erotizmiyle ve iğrençliğiyle) sizi kahkaha attıracak şekilde güldürebiliyorsa; 80’lerin B sınıfı korku “türüne” yapılan saygı duruşuna hoşgeldiniz. Çünkü filmin amacı da bu..
Şüphesiz ki filmden çıkarken “Çok açıktı, çok saçmaydı, çok iğrençti, çok abartılıydı, şöyleydi, böyleydi, vs..” gibi yorumlara fazlasıyla tanık olacaksınız. Çünkü filmin misyonu: Tüm duyguları en uç noktası ile hissettirerek izleyicisini eğlendirmek. Aynı 20-30 sene öncesinin B sınıfı korku filmlerinde olduğu gibi..
Sonuç olarak film, amacı doğrultusunda, gayet başarılı bir yapım. İzleyen herkesin beğenmeyeceği bir gerçek ama türün fanatiklerini yeterince tatmin edecek bir film olmuş Pirana 3D. Görsel açıdan da hem abartılı hem de çok başarılı.. Mümkünse kalabalık bir arkadaş grubu ile izlemeniz, eğlencenin boyutunu daha da arttıracaktır. (7.5/10)
Son bir not: Devam filmi Piranha 3DD 2012'de vizyona girdi. Yazısı için tıklayınız.
Ve Pirana 3D'nin 18 yaş sınırlı fragmanı (Pirana 3DD'den farkı?)
bu pırana superdı Kelly Brook var bi kere
YanıtlaSil