Seçili Fragman

24 Temmuz 2016 Pazar

Kurtuluş Günü: Yeni Tehdit, Yine Aynı Tehdit

Kurtuluş Günü / Independence Day, 1996 yılında vizyona girdiğinde özellikle lise-üniversite çağındaki gençleri epey bir eğlendirmiş, yeni yeni görmeye alıştığımız efektlerle büyülemişti. Sonuçta CGI efektler, 90lı yıllara tekabül eden sinemada büyük bir devrimdi. Sadece bunun hatırına tüm senaryodaki saçmalıklar, ABD propogandası vs. göz ardı edilebilmiş ve Kurtuluş Günü tüm dünyada beklentilerin üstünde bir gişe başarısına imza atmıştı. 
   
Şimdi ilk filmden yani püskürtülen uzaylı istilasından 20 yıl sonrasındayız. Yönetmen Roland Emmerich bir kez daha yönetmen koltuğunda ve 20 yıl önceki ekibin büyük çoğunu toplamış. Hatta yeni karakterler de eklemiş (doğal olarak). Bir tek Will Smith'in olmadığı dev kadro ile yola çıkan yönetmen, Kurtuluş Günü 2: Yeni Tehdit / Independence Day: Resurgence ile 20 yıl önce başarısız olan uzaylıların 2. denemesini beyazperdeye taşıyor.
   
Roland Emmerich şüphesiz sinemanın büyük efektli filmlerini beyazperdeye müthiş bir görsellikle taşıyan ender yönetmenlerinden. Bir felaket filminde ismini gördüğüm zaman içim rahat, görsel bir şov izleyeceğimden emin bir şekilde sinemaya gidiyorum. Bu konuda yanılmadığımı bir kez daha gördüm.
   
İlk filmin konusu ile çok paralel ilerleyen yeni film, uzaylı istilasındaki 2. dalgayı konu alıyor. Hedef kitle; bir kez daha günümüzün lise-üniversite çağındaki gençleri. Yalnız ilk filmi izleyenlerin (ve sevenlerin) şuan orta yaşlı olduğunu da unutmamak gerekiyor. Onlardan biri olarak konu olarak biraz hayal kırıklığına uğradığımı söyleyebilirim. Will Smith'in yokluğunu bir kenara bırakırsak bir kez daha aynı ABD propoganda ve klişeler, hatta aynı bir takım sürprizler bu sefer beni etkilemeye yetmedi. Yeni bir filmden ziyade yine aynı, duygudan dramdan biraz daha yoksun, olayları daha hızlı başlatan bir film gibiydi. Bu 20 yıllık süre zarfında sinemadaki teknolojinin de çok ilerlediğini biliyoruz. Bu durumda Kurtuluş Günü 2'nin elinde bir tek görsel şov kalıyor. Ama yeni kitle seyrici, 20 sene önceki biz gibi herşeyden etkilenmiyor. Biz o zamanlar tazeydik, yeniliğe açtık... Şimdiki gençliği de yeni içeriklerle etkilemek lazım ve ne yazıkki 20 sonra gelen devam filminde bu yok. 
   
Independence Day 2, ilk filmdeki karakterlerin çoğunu koruyarak biz orta yaş kitleye güzel bir nostalji yaşatıyor. Aynı isimleri 20 sene sonra beyazperdede görmek hoş bir etki yaratmadı değil. Bunlara ilaveten yeni nesil oyuncuların da yer alması biraz fazla karakter karmaşası yaratsa da efektlerin arasında bu detaylara fazla takılmaya gerek kalmıyor. Mesajlar yine aynı ne de olsa. O yüzden beklentiyi de düşük tutmakta fayda var.
   
Sonuçta bir bilim-kurgu filmi var karşımızda ve fazla mantık aramaya da gerek yok. Bir üçleme olabilecek potansiyelle sona eren film keyifli bir seyirlik. Ama daha fazlası değil. İlk filmin sonunda hissettirdiği hissin yarısına bile erişemez ID2. Al popcornu, gir sinemaya ve eğlencenin tadını çıkar...   (6/10)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder