Seçili Fragman

26 Ekim 2013 Cumartesi

Benim Dünyam.. Siyah.. Siyah.. Siyah..

Siyah.. Siyah.. Siyah.. Her yer karanlık.. Ve hiç bir ışık yok. Ses yok.. Sadece hissiyat.. Ela'nın dünyası bu. Kör, sağır ve buna bağlı olarak dilsiz olan Ela'nın dünyası.. Beren Saat ve Uğur Yücel'in başrollerini paylaştığı 'Benim Dünyam', 2005 yapımı 'Black' filminden birebir uyarlama. Ama uyarlama diye küçümsemeyin hemen. Etkileyici ve gayet başarılı, insana dokunan cinsten..
      
Ela daha 2 yaşındayken geçirdiği bir hastalık sonucu görme ve duyma kabiliyetini yitirir. Bu durum hem ailesi hem de kendi için her geçen gün daha zorlu bir hal almaya başlar. Kör ve sağır olan ablasını akıl hastanesinde kaybeden Mahir Hoca için Ela, hayata tekrar tutunabileceği bir dal gibidir. Bu yüzden yalnız geçen hayatını bu küçük kıza adar ve O'nu hayata bağlamak için elinden geleni ardına koymaz. Sadece tek bir kelime öğretmez O'na: İmkansız'ı..
       
Benim Dünyam aslında engelli bir kızın dramından daha çok hayatla mücadelesini konu alarak bir tık öne çıkıyor. Bütün olarak baktığımızda film iki parçadan oluşuyor: Ela'nın Mahir Hoca ile tanıştığı ilk bölüm ve Ela'nın okumak için harcadığı çaba. Senaryosundan tutun da sahnelerin içeriğine kadar filmin tamamı orjinali ile benzerlik taşıyor. Türkiye'de kaç kişi izledi acaba orjinal filmi bilemem ama, bu durum Black'i izlemiş birini ne kadar rahatsız edebilir ki? Ona rağmen filmin başındaki kısa saygı duruşuna fazla takılmadan bizim versiyonumuza odaklanıyoruz.
     
Filmin ilk yarısında 8 yaşındaki Ela'nın hayatına konuk oluyoruz. Ailesi ile kurulamayan iletişimi ve durumun zorluğunu anlamaya çalışıyoruz. Daha önce Muhteşem Yüzyıl'da Mihrimah Sultan'ın küçüklüğünü canlandıran Melis Mutluç, kabiliyeti ve yeteneği ile büyülüyor bu sahnelerde. Kendine hayran bıraktırıyor seyirciyi. O kadar başarılı ki etkilenmemek ne mümkün. İkinci yarıdan itibaren Ela'nın büyüdüğünü görüyoruz. Beren Saat'in ne kadar yetenekli bir oyuncu olduğunu işte bu filmle bir kez daha anlıyoruz. Yıllardır televizyon ekranında canlandırdığı farklı roller ile kendini kanıtlayan güzel oyuncu, İntikam'ın devam ettiği şu günlerde kör ve sağır rolü ile karşımıza çıkıyor ve O'na çok rahat inanmamızı sağlıyor. Çünkü rolü resmen yaşıyor, yaşatıyor.. Gözlerimizden süzülen yaşların en büyük nedenini bu iki oyuncunun performansı sağlıyor diyebilirim. Tek kelime ile muhteşemler! Uğur Yücel ise şüphesiz Türk sinemasının usta isimlerinden biri. Mahir Hoca karakteri ile kimi zaman sert, kimi zaman insanın kalbine dokunarak perdeye yansıyor. Ayça Bingöl keza öyle.. Kısaca, Benim Dünyam oyunculukları ile devleşen bir yapım oluyor.
      
Filmin duygusuna kapılmak fazla zaman almıyor. Gerek oyunculuklar gerekse müzikleri ile filme kapılıp göz yaşlarınızı serbest bırakabiliyorsunuz. Gerçekçilik bir kenara, hepimizin çevresinde yok mudur engelli tanıdığımız? Ela'nın durumunu yaşayan insanlar görmedik mi? Duymadık mı? Maalesef gerçek olan bir şey bu. Belki yaşamadığımız ama bildiğimiz bir hikaye. İşte bu yüzden zor olmuyor filmin içine girmek. Ela'nın yağan karı hissettiği anda boğazınız düğümleniyorsa ya da nişanlanan kardeşinin yemeği esnasındaki konuşmalarda içiniz parçalanıyorsa, filmin içine siz de girmişsiniz demektir.
    
Benim Dünyam kusursuz bir film değil tabii ki. 100 dakikalık süresi içerisine hiç de kolay olmayan bir ömür sığdırmaya çalışıyor. Bu yüzden filmin ve ailenin odağında olan Ela'nın haricinde, kız kardeşi Ayla'nın durumu ve hissiyatları atlanıyor. Abla - kardeş ilişkisi bir yana, bunu hissetmek zor olmasa da pat diye önümüze çıkarılması, yani küçük kardeş psikolojisi havada kalan unsurlardan biri oluyor. Keza Mahir Hoca'nın birden bire hortlayan hastalığı için de aynı şeyi söylemek mümkün. Ama bunlar filmden seyirciyi koparmaya yetmiyor. O yüzden bu gibi detayları göz ardı edebiliyoruz.
     
  
Sonuç olarak; Benim Dünyam son yıllarda izlediğim en etkileyici Türk filmlerinden biriydi benim için. Herkesin dünyasında bir takım zorluklar var belki ama bu hayat öyküsü içinizi cız ettirecek cinsten. İtiraf ediyorum; pek çok kısımda boğazımda yumruğu hissettim, göz yaşlarımı tutamadım. Çünkü gerçekten hem duygusal hem de başarılı bir film Benim Dünyam. Fazla sürpriz bozmadan; gelin Ela'nın dünyasını bir de siz izleyin. Size de anlatsın karanlığındaki ışığa ulaşma mücadelesini.. Yalnız yanınızda mendil bulundurmayı da unutmayın.   (9/10) 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder