Seçili Fragman

21 Ekim 2013 Pazartesi

Woody Allen Amerika'ya Dönüyor Blue Jasmine İle

Geç tanıyıp iyi ki tanımışım dediğim yönetmenlerin başında Woody Allen gelmektedir. Her filmini seyredememiş olsamda bir çok filmini izlemiş ve izlemeye devam etmekteyim. Hemen hemen her sene yeni bir filmiyle sinemalara uğrayan usta yönetmen bu seneye Mavi Yasemin / Blue Jasmine ile damgasını vuruyor.
    
Paris'te Geceyarısı / Midnight in Paris ve Roma'ya Sevgilerle / To Rome With Love filmlerinden sonra Avrupa'ya veda edip tekrar Amerika'ya dönen Woody Allen, mekan olarak New York'tan yola çıkıp San Francisco sokaklarına, manzaralarına götürüyor bizi. Woody Allen'ın filmlerinin oyuncularından biridir filmin çekim mekanı. Paris ve Roma'dan sonra şimdi de San Francisco rol çalıyor oyunculardan.
   
Blue Jasmine, yani Mavi Yasemin çok güzel görünmesine karşın kokusu olmayan bir çiçektir. Filmde ise çok zengin ve lüks hayat sürerken birden herşeyini kaybeden bir kadın olarak çıkıyor karşımıza. Parasız olmasına rağmen first class uçarak, normal altı bir hayat yaşayan kız kardeşi Ginger'ın yanına, San Francisco'ya gelir Jasmine. Yaşadığı büyük travmaya rağmen sıfırdan hayatını kurmaya çalışır Woody Allen'ın anlatım tarzıyla. Normal zamanda ilerleken film, flashbackler ile Jasmine'in eski hayatını anlatır bize. Kocası düzenbaz yatırımcı Hal ile ilişkisi, bol para içerisindeki hayatıyla Jasmine'in dünya üzerindeki duruşu belki de herkesin gıpta edeceği ama derine inildiğinde hiçte öyle göründüğü gibi olmayan bir yaşamdır.
    
Her Woody Allen filminde olduğu gibi senaryo bir kez daha diyaloglara ve oyunculuklara yaslıyor kendini ki Woody Allen'ın tarzına alışık olduğumuz bir durum bu. Çok akıcı ve çok etkileyici.. Hele ki Cate Blanchett'in o eşsiz performansı ile birleşince, Jasmine'in ruh hallerini hissetmemek ne mümkün.. Cate Blanchett'in yeni bir Oscar adaylığı garanti gibi. Bunu çok rahat fark edebiliyorsunuz izlerken. Yönetmen-oyuncu uyumu cuk oturmuş diyebileceğimiz cinsten. Ten uyumunun beyazperde versiyonu diyebileceğimiz bu durumun filme katkısını kesinlikle küçümseyemeyiz. Woody Allen yaşlandıkça sinematografisi gençleşiyor resmen.
    
Aslında Blue Jasmine için fazla uzatmaya gerek yok. Woody Allen varsa işin içinde fazla düşünmeye de gerek yok. Adam yapıyor işte.. Kaçırılmaması gereken filmlerden biri Blue Jasmine. Bu sefer dramı daha ağır bassada akıcılığını elden bırakmayan bu Woody Allen hikayesi / filmini izlemenizi  şiddetle öneririm.     (9/10)

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder