Seçili Fragman

9 Kasım 2014 Pazar

Jennifer Lawrence ve Bradley Cooper ile 3. Randevu; Serena

David O. Russel'ın yönettiği filmler Umut Işığım / Silver Linings Playbook (Bu film hakkındaki yazım için burayı tıklayınız.) ve Düzenbaz / American Hustle (Bu film hakkındaki yazım için de burayı tıklayınız.) 'da başrolleri paylaşan iki isim olan Jennifer Lawrence ve Bradley Cooper, Serena ile teknik olarak ikinci, bizlere göre ise 3. kez bir araya geliyor. Serena, Umut Işığım'ın çekimlerinden hemen sonra çekilen fakat bazı nedenlerden dolayı gösterime ancak 2 sene sonra girebilen bir film. Hatta Amerika vizyonu Mart 2015 olarak gözükürken ülkemizde Kasım 2014'te izleme şansı bulduk.
   

1929 yılında Amerika'daki o sıkıntılı dönem esnasında iş adamı Georger Pemberton (Bradley Cooper) Serena Shaw (Jennifer Lawrence) ile tanışır ve üçüncü cümlesinde evlenme teklif eder. Kereste işi yapan George ile kerestecilikten gelme Serena hem karı-koca hem de iş ortağı olurlar. Serena kurnaz ve akıllı (!) bir kadındır. Önlerine çıkan engelleri de bir bir kaldırmayı ihmal etmez. Geçirdiği bir kaza sonucu düşük yapan ve doğurganlığını yitiren Serena iş dışında George'un gayrı meşru çocuğunu da hayatında bir engel olarak görmeye başlar.
    
Boşuna dememişler; Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde ele geçer diye. Lawrence ve Cooper çifti de ilk filmlerindeki kimyayı, ikinci filmlerindeki uyumu ne yazıkki Serena'da yakalayamıyor. Bunda oyuncuların bir suçu var mı? Kesinlikle hayır. Çünkü ne senaryo ne de bol ödüllü yönetmen bunu sağlayamıyor. İstedikleri kadar iyi oyunculuklar sergilesinle o etkiyi bir türlü yaratamıyorlar. 
    
Senaryo gereği de zaten hikaye seyirciyi bir türlü içine alamıyor. Apar topar geçen bir tanışma ve evlenmeden sonra biraz da olsa karakterleri tanıma fırsatı yakalıyoruz. Özellikle ilk yarı Serena'nın hırslı hali bir nebze dikkat çekerken, ikinci yarıdaki antipatikliği seyirciye itici gelmeye başlıyor. Tamam, Oscar ödüllü Lawrence'ın oyunculuğuna laf edilmez ama karakter Serena bir türlü üzerine oturamıyor. Nispeten sona kalan o heyecanlı sekansı bile filmi toparlayamıyor bence. Geriye sadece 'Ee izledik de noldu şimdi?' diye bileceğiniz bir film kalmış oluyor. 
     
Arka planını oluşturan (Habire gözümüze sokulan da diyebiliriz) sisli dağlarla, yüksek ormanlarla birlikte ne yazıkki Cooper ve Lawrence çifti de filmi kurtaramıyor. Anlamsız, araya sıkıştırılmış sevişme sahnelerine rağmen 109 dakikalık makul süresi ile Serena hayal kırıklığından öteye geçemiyor. Bu hafta sinemada izleyeceğiniz film için farklı alternatifleri değerlendirmenizi tavsiye ederim.     (4/10)






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder