Seçili Fragman

4 Nisan 2012 Çarşamba

Titanların Dinmek Bilmeyen Öfkesi

2 yıl önce vizyona giren Titanların Savaşı / Clash of the Titans konusu ve gereksiz 3 boyutu yüzünden yerden yere vurulmuştu. Sadece efektleri ve parlak oyuncu kadrosu ile öne çıkan film, gişede de yapımcıların yüzünü güldürmüştü. Bu yüzden daha film vizyondayken ikinci filmin çalışmaları başlamıştı. İlk filmden tam iki sene sonra devam filmi Titanların Öfkesi / Wrath of the Titans tüm dünyada aynı gün, 3 boyutlu olarak vizyona girdi.
                  
Bu filmde konu Titanların Savaşı'ndan 10 sene sonrasında geçiyor. Zeus'un oğlu olan yarı tanrı Perseus, canavar Kraken'i yendikten sonra hayatına balıkçı olarak bir sahil kasabasında, oğlu Helius ile birlikte devam etmektir. Tanrılar Zeus, Hades ve Poseidon, zalim bir Titan olan babaları Kronos'u uzun yıllar önce yer altındadaki Tartarus'a hapsetmişlerdir. Ama Hades ve Ares, Kronos ile birleşip Zaus'a karşı meydan okurlar.. Zeus'u kandırıp yakalarlar ve güçlerini Kronos'a aktarıp O'nu serbest bırakırlar. Perseus'ta babası Zeus'u kurtarmak için 'istemeye istemeye' yeniden bir maceraya atılır.
                
Filmin konusu ne yazıkki baştan sonra saçma. Mitolojiyi temel alarak tamamen aksiyona dayalı bir senaryo hazırlanmış film için. Ölümsüz tanrıların ölmesi, kendi aralarında savaşmaları, vs. zaten inandırıcılıktan uzak olan mitolojik hikayelerin bile bu senaryo karşısında daha normal kaldığını düşündürüyor.
                  
                  
Başroldeki karakterlerin aynen korunduğu bu filmde en göze batan değişiklik Andromeda'da. İlk filmde kumral oyuncu Alexa Davalos'un canlandırdığı karakteri bu filmde sarışın oyuncu Rosamund Pike oynuyor. Tabii filmdeki 10 yılı da göz önüne alırsak pek takılınacak bir detay değil bu. İlk filmin sonunda, ölmesine rağmen diriltilip Perseus'a bir nimet gibi sunulan ne olduğu belirsiz karakter Io, bu filmde senaryo gereği baştan öldürülmüş. Neden öldüğü konusunda filmdeki bilgiyi kaçırmış olabilirim ama bunun en büyük nedeni Gemma Arterton'un o dönem Hansel ve Gretel filmini çekiyor oluşu. Bu durumda da başka yeni oyuncu yerine senaryoda değişikliğe gidilmiş.. 
                   
Bu filmi ilk filmden ayıran en önemli özellik, 3 boyutlu çekilmiş olması. Hatırlarsanız ilk film 2D olarak çekilmiş, daha sonra 3 boyutluya çevrilmişti. Bu da filme sadece derinlik etkisi katmıştı. Buna birde o zamanın teknolojisi ve ağır gözlükler eklenince filmi seyir anlamında epey güçleştirmişti. Bunu göz önünde bulunduran stüdyo ve ekip, bu sefer baştan 3D olarak çekimleri tamamlamış. Bu da filme artı etki kazandıran en önemli etken oluyor. 3 boyuttan bahsederken filmin 3 boyut efektlerinin ilk filme oranla daha başarılı olduğunun altını çizerim. Özellikle köyde geçen ilk aksiyon sahnesinde resmen perdeden çıkıyor o yılan. Genel anlamda efektlerin çok başarılı olduğu ortada. Tam bir görsel şölen sunuyor film. Ama genelde ilk filmin izinde...
                             
Sonuçta izlerken beklentinin önemi burada bir kez daha ortaya çıkıyor. Eğer sadece bol efektli bir aksiyon ve görsel şölen izlemek istiyorsanız doğru filmdesiniz. Ama geri kalan her noktada, özellikle senaryo ve senaryo gereği olduğuna inandığım bayağı oyunculuk konusunda film tamamen çuvallıyor. Yinede aksiyon severleri benzer örneklerinde gördüğümüz gibi yeterince tatmin edecektir.  Sadece eğlencelik... (6/10)




Not: 3.filmin çalışmaları şimdiden başlamış..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder