Seçili Fragman

31 Ocak 2016 Pazar

Eşek, Köpek, Kedi ve Horoz... İşte Bremen - Almanya

Bremen'in Almanya'daki Konumu
Belki de gitmek aklımın köşesinden bile geçmeyecek olan bir şehirdi Bremen. Almanya'nın kuzeybatısında, Hamburg'un biraz batısında yer alan Bremen eyaletinin baş şehri olan Bremen'i hepimiz o meşhur hikayesi ile biliyoruz. Sağolsun THY'nin yaptığı promosyon ile sadece 260 TL'ye aldığımız gidiş-dönüş biletlerimiz ile Kasım ayının 4 gününü bu gezimize ayırdık. 
    
Weser nehrinin kıyısına kurulan Bremen şehrinin tarihçesi 700'lü yıllara dayanıyor. O zamandan bu yana çok gelişmiş tabii ki ama o butikliğini asla kaybetmemiş. Yani kısa bir hafta sonu kaçamağı için ideal büyüklükte (küçüklükte demek daha doğru olur.) Biz 4 gün yeter diye düşündük, aslında 2.5 günde doya doya gezdik Bremen'i. 1 günümüzde de günübirlik Hamburg turu ayarladık. Gelelim bizim gezimize, akabinde önemli bilgiler kısmında ayrıca bir özet geçeceğim...
    
THY'nin direk Bremen uçuşunun saatleri çok idealdi. Sabah 9:00 gibi yola çıktık 11:00 gibi Bremen'e vardık. Ufak bir havaalanı doğal olarak. O yüzden pasaport kontrolü biraz zaman alabiliyor. Yine de 12:30'da havaalanından çıkmış, merkeze giden tramwayı bekliyorduk. Tramway'ın biletini havaalanının içindeki Info'dan aldık ve tek seferlik bilet tercih ettik. Bremen çok ufak bir yer olduğu için öncelik hedefimiz Altstadt denilen eski şehir bölgesini tabanway gezmekti. O yüzden günlük bilet almaya gerek duymadık. Bu arada küçük müçük ama adamların toplu taşıma ağı müthiş gelişmiş. Yer altı metrosu yok ama her sokağa tramway, otobüs vb. ulaşım araçları var. Dakika bir gol bir Bremen'in ulaşım sistemine hayran kaldık.
 
Havaalanı - Flughafen

Tramway 15-20 dakika gibi bir sürede tam merkezin göbeğine (Bremen Domsheide istasyonu) getirdi bizi. Merkez olur da bir Tourist Information olmaz mı? Hemen yolun solundan biraz içe doğru yürüyünce (ki tabelalarda yönlendiriyor.) Tourist Info'yu bulduk. Haritalarımızı ve bir kaç küçük hediyelik eşyalarımızı aldık. Yardımsever çalışanlar otelimizi tarif etti. Ve çantalarımızı bırakmak için otelin yolunu tuttuk.
   
Bremen Mızıkacıları (Gece)
İlk günümüzü, aslında yarım günümüzü kent merkezini keşfetmeye ayırdık. Bremen'in merkezinde 4 kilit nokta var. Zaten bu 4 nokta Bremen'in en cazip turistik yerleri. O yüzden 2 günlük bir Bremen gezisinde bu 4 noktayı gezmek, bir de çivi yolunu takip ederek dolaşmak burası için yetecek de artacaktır bile.
    
Bremen'in en turistik yeri eski şehir bölgesi, yani Altstadt. Bremen'in her sokağı buradaki Marktplatz meydanına çıkıyor. Bu meydanda St. Petri Katedrali, Bremer Roland Heykeli, Bremer Ratskeller, Bremer Rathaus (Tarihi Belediye Binası), müzeler sokağı Böttcher St. ve dikkatli gezginlerin bile zor bulacağı Bremen Mızıkacıları Heykeli yer alıyor. Bizim gibi Noel zamanına denk gelmişseniz bu meydanda bir sürü Noel dükkancıkları ve dönme dolap gibi minik lunaparklar açılıyor. Ayrıca bir sürü ufak, bir kaç masalık cafe var. Kışın soğuğunda bir fincan sıcak çikolata hiç bir şeye değişilmez.
   
Şehrin sembolü olan Bremen Mızıkacıları Heykeli Rathaus'un hemen önünde yer alıyor. Çok büyük bir heykel değil ama bir kehanete göre aynı anda eşeğin ön bacaklarını okşayarak dilek dilerseniz, bu dileğiniz gerçekleşiyor. Biz bir değil iki farklı günde diledik. Ve sanki gerçekleşiyor dileğim...
   
Melodilerin Kaynağı
Bremen'de 2. günümüzde daha detaylı bir yürüyüş rotası hazırladık kendimize. Öncelikle Marktplatz'ı merkez aldık kendimize. Müzeler sokağı BöttcherStrasse ile başladık. Burası Bremen'in en sanatsal sokağı. Orta çağı birebir yansıtan bu sokakta iki müze yer alıyor. Roselius Haus ve Paula Modersohn-Becker Müzesi. Bu binalarda eski tablolar, eşyalar vb. antikaları görebilirsiniz. Her iki müzeyi de tek bir giriş bileti ile gezebiliyorsunuz. Biz gerek duymadık. Sokağı yaşamak daha cazip geldi. Sokakta bir kaç restaurant ve hediyelik eşya dükkanı var ama fiyatlar biraz pahalı.  Ayrıca her 3 saatte bir (12-15-18 gibi) bu sokakta bir melodi kulağınıza takılabilir. Dinlerken huzur verenlerden...
   
Tramway'ın bıraktığı Domsheide noktasını merkezin tam göbeği kabul edersek buranın sağında kalan bölge Schnoor oluyor. Schnoor, Bremen'in tarih kokan daracık sokakları, geniş çatılı yüz yıllık evleri, renkleri ve ihtişamıyla büyüleyen bir bölgesi. Burada bir çok hediyelik dükkanlara, minik cafelere, restaurantlara çevrilmiş tarihi evler var. Bu bölgeyi yaşamak için zamanınızı geniş tutmanınızı öneririm. Her ayrıntıyı detaylı incelemek, fotoğraf çekmek, bir kahve içmek ve birşeyler yemek için ideal. 
   
Schlachte'de akşam yemeği
Somon fümeli patates köftesi + Weissbier
Buradan kendinizi Weser Nehri'nin kıyısına çıkarıp sağa doğru devam ederseniz kendinizi Schlachte'de bulacaksınız. Nehir kıyısı boyunca bir sürü cafe, restaurant, bar ve biraevleri yanyana yer alıyor. Gündüz olduğu kadar Schlachte'nin gecesi de ayrı bir güzel. Nehrin karşısında Beck's Fabrikası yer alıyor. Türkiye'nin Efes Pilsen'i, Bremen'in Beck's'i o.(Tamam kötü bir benzetme oldu galiba.) Fabrikayı gezip tadım yapmak da mümkün. Akşam yemeğimizi Schlachte'de bir restaurantta meşhur Alman buğday birası (Weissbier) eşliğinde yaptık.
   
3. günümüzde 29€ ödeyerek 2 kişilik gidiş-dönüş Hamburg bileti aldık ve trenle 1 saat 15 dakikada Hamburg'a gittik. Öncelikle tarihi tren istasyonlarının da çok büyüleyici olduğunun altını çizmek istiyorum. Tüm tren istasyonlarının tarihi yapılarının yanı sıra birer AVM de olduğunu biliyor musunuz? Biz de yeni öğrenmiş olduk. Gerek Bremen Hbf gerekse Hamburg Hbf bu şekilde. Hamburg'un tam göbeğinde tren istasyonundan çıkınca Mönckeberg Strasse (Oranın İstiklal'i gibi bir yer) ve etrafında tüm günü geçirdik. Hop on Hop off otobüslerle 2 saatlik bir şehir turu atmanızı öneririm. Tüm Hamburg'u tanımanıza çok yardımcı olacaktır. Hamburg Rathaus (Belediye Binası)'ın ihtişamı kesinlikle fotoğraflanmadan geçilemezdi. Mönckeberg St. ve etrafında bir sürü mağaza yer alıyor. Apple Store'dan tutun da koca bir Nivea dükkanına kadar hemen hemen her markanın mağazaları bu bölgede. Chanel, Burberry gibi lüks markalar ile Tesla Otomobilinin sergilendiği bir mağaza da hemen bir yan caddede. Almanya'nın meşhur müslisinden yedikten sonra bir daha acıkamadığımız için akşam yemeğimizi Bremen'de Schnoor'daki tarihi restaurantlardan birinde yemeye karar verip Hamburg sayfamızı da kapamış bulunduk.
    
Mühle Am Park - Wallanlagen (Yel Değirmeni)
Bremen'deki son günümüzde biraz merkez dışı dolaşalım dedik ve Bremen Hbf (Bremen Tren İstasyonu)'nun yanıbaşındaki Bremen'in en büyük parkı Bürgerpark'a gittik. Oradan gerisin geri Altstadt'a doğru dönerken bir yel değirmeni gözümüze çarptı. Mühle Am Park'ta yer alan ve Wallanlagen denilen bu değirmen şuan cafe-restaurant olarak hizmet veriyor. Rotamızı doğuya Viertel denilen bölgeye çevirdik. Bremen'in daha bohem bir bölgesi Viertel. Yol üstünde Bremen Tiyatro Binası'nı göreceksiniz. Yürüme mesafesindeki bu bölgede alışveriş yapabilir, Coffee Corner'da bir dilim Apple Pie ve Chai Tea Latte içebilirsiniz. (Keza biz öyle yaptık.) 
    
Son saatlerimizi ise Bremen'in meşhur çivi yolu gezisi ile tamamlamaya karar verdik. Yere montelenmiş 2000 adet çelik çivi Marktplatz'dan Schnoor'a, Böttcher St.'den Schlachte'ye Bremen'in tüm merkezini sırayla 2-2.5 saatte gezdiriyor. Sadece yerdeki metal çivileri takip etmek yetiyor... Aslında Bremen tüm bundan ibaret ama artık yaşaması sizlere kalıyor. Biz Bremen'i 3 günde doya doya yaşadık, lezzetlerini tattık, dolaştık, sevdik ve bayıldık. Pazar akşamı uçağımız 17:30 gibi kalktı ve yine güzel bir zamanlama ile İstanbul'a döndük. (Teşekkürler THY) 
   
Schnoor-Schlachte altgeçidi   
Lapa lapa yağan karla
Bremen'e veda, THY uçağımız
Bremen kesinlikle Avrupa'nın en güzel butik şehirlerinden biri. Zaten butik oluşu daha bir etkiliyor insanı. Kısa kaçamaklar için ideal. Sadece THY değil KLM, Lufthansa, RyanAir gibi firmaların da buraya uçuşları bulunuyor. Rotalarınıza Bremen'i de eklemenizi şiddetle tavsiye ederim.

  
Şimdi kısaca Bremen'in olmazsa olmazlarına ve tercihlerimize madde madde değinelim;

  • Bremen'in gezilecek 4 noktası: Marktplatz, Böttcher St., Schnoor, Schlachte
  • Schlachte Bremen'in gece hayatını da içeriyor. Burada Kangoroo Island, Feldmann's Bierhaus biranızı içip, bişeyler atıştırabileceğiniz güzel mekanlar. Ayrıca nehir kenarında yapacağınız bir yürüyüşün verdiği huzur da paha biçilemez.
  • Heryere yürüyerek gitmek mümkün. Sağlam bir yürüyüş ayakkabısı almayı unutmayın.
  • Hop on Hop off otobüsleri burada yok. Zaten küçücük bir yer, gerek de yok. Ama Hamburg'a giderseniz mutlaka bu otobüsler ile bir şehir turu yapın.
  • Avrupa'da çoğu dükkan Cumartesi ve Pazar kapalı. Burada da özellikle Pazar günü açık bir yer bulmak mümkün değil. Sadece Tren İstasyonu çevresinde açık yerler bulmak mümkün. 
  • Su, tüm Avrupa'da olduğu gibi burada da pahalı. Türkiye'den götürmek en mantıklısı.
  • Pazar günleri St. Petri Katedrali'nin alt katında bir bit pazarı açılıyor. Mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.
  • Ve Bremen'in tadına muhakkak bakın. Nasıl mı? Schnoor'daki restauranta çevrilmiş yüzyıllık evlerden birinde bunu yapabilirsiniz. Biz Gaststatte Kleiner Olymp'de deniz mahsülleri tercih ettik. Yanında da bir kadeh yerel şarap...Biraz ilerisinde Schnoor-Teestübchen'de de Belçika Waffle'ı ve şık desenli porselenlerde kahve on numaraydı.
  • Markplatz'da bulunan BrOte Marianne Kiefert'de bir fincan Sıcak Çikolata (Heisse Schokolade) için. Hele dışarıda lapa lapa kar başladıysa zevki ve tadı tarif edilemez boyutlara çıkıyor.
  • Back-Factory, kahvaltı için tek geçtiğimiz bir mekandı. 3 gün boyunca kahvaltımızı buradaki lezzetleri tadarak yaptık. Hayatımda yediğim en lezzetli Kruvasan (Croissant) burdaydı. Eee Avrupayı bir tutarsak memleketi burası sayılır tabii ki. Ayrıca Pesto Soslu Mozerella Sandviç de sosuyla beraber çok başarılıydı. 
  • Çikolata alışverişleri için Marktplatz'da bulunan 1890'dan beri üretilen Bremen'in meşhur Hachez Çikolata ve Truffle dükkanını tavsiye ederim. Hem hediyelik hem yemelik.. Müthiş.. Bremen'in Trüffleri de çok meşhur, demiş miydim?
  • Almanya gelip de Meksika yemeği yemeden olmaz. Gracias.. (En sevdiğim mutfak) Mexcal lezzet olarak çok iyiydi ama servis biraz yavaştı. Her mekanın vazgeçilmezi çeşit çeşit bira burada da vardı tabii ki.
  • 1885-Die Burger ise self servis ve farklı içeriği ile daha çok gençlerin tercih ettiği bir Burger mekanı. Yediğim en lezzetli Cheeseburgerlerden birisi kesinlikle buradaydı. 
  • Konaklama için merkezin hemen yanında yer alan Motel One'ı tavsiye ederim. Temiz, yeni, şık bir otel. Odalar çok ufak ama oteli sadece uyumak için kullandığımızı düşünürsek ideal bir otel. Fiyatı da civar otellere göre daha uygun. Booking'te de uygun fiyatlara yakalamak mümkün.
  • Bremen için hep Mayıs-Ekim arasında kalan yaz dönemini öneriyorlar ama ben Noel dönemini de tavsiye edeceğim. Noel havası o kadar ayrı ki soğuğu hissettirmiyor bile...
Gezimde bana eşlik eden 14 yıllık dostum Zöge'me teşekkürler.

St. Pedri Katedrali - Marktplatz
Marktplatz'dan Roland Heykeli ve dik çatılı eski evler
Bremen Tiyatro Binası
Viertel'deki Coffee Corner iç vitrini
Coffee Corner'da Apple Pie ve Chai Tea Latte keyfinin yansıdığı yüz ifadesi
Viertel Sokakları
Schnoor'daki Bremen Mızıkacıları'nın farklı bir versiyon heykeli - Okumak önemli! 
Gaststatte Kleiner Olymp'de deniz mahsülleri ile bir akşam yemeği
(Karides ve kuzey denizlerinin balıkları)
Teestübchen Evi. En az 200 yıllık...
Belçika Waffle'ın sunumu

Schnoor Sokakları ve Evleri
Schnoor'da bir hediyelik eşya dükkanı
Gündüz gözüyle Bremen Mızıkacıları

Günübirlik HAMBURG'dan bir kaç fotoğraf

Hamburg'da Olimpiyatları isteyenler de var istemeyenler de...
Hamburg'da Bir Camii
Hamburg Belediye Binası (Rathaus)
Hamburg'da Bir Kilise
Mönckeberg Strasse ve devamında Hamburg Belediye Binası
Zögem ve Ben

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder